top of page
  • Yazarın fotoğrafıNurani Müdafa

ÂSÂR-I MEHMED KAYALAR'DAN NOTLAR - 15

Mehmed Kayalar, Âsâr-ı Mehmed Kayalar, Hususî Baskı, Nisan 2014, İstanbul


Mehmed Kayalar ve Hizmetleri

(İrfan Haspolatlı)


"İleri gelen talebelerinin teklif ve ısrarlarına rağmen, Üstâd Bediüzzamanʹın, Risale-i Nur Külliyatı'nın Latince'ye çevrilmesi teklifini hep reddetmesi ancak Mehmed Kayalar böyle bir teklifte bulununca Üstâd'ın onu red etmeyerek, 'Mehmed Bey! Çok insan bu teklifi yaptı hep reddettim. Seni reddetmiyorum!' diyerek bu teklifi kabul etmesi. Üstâd'ının rızasını ve iznini alan Mehmed Kayalar; açmış olduğu bir çığırla, başta Türkiye olmak üzere, Risalelerin matbaalarda Latince'ye ve dolayısıyla birçok Dünya dillerine çevrilmesine zemin hazırlamıştır."

(İrfan Haspolatlı, Mehmed Kayalar ve Hizmetleri, s. 13 - 14)


"Üstâd vakûr ve biraz da sert tavırla cemaate dönerek, parmağı ile de Mehmed Kayalar Hazretleri'ni göstererek, 'Bunda asla enâniyet yoktur!' dedi ve bunu üç kez tekrarladı.

Üstâd Bediüzzaman: 'Kardeşim! Sen 1000 senden beri gelmiş geçmiş bütün aktâbın, gavsların ve müceddidlerin yerinesin. Kardeşim, sade sen bana benziyorsun. Kardeşim Risale-i Nur değiştirilemez, sadece sen istediğini çıkarıp ekleyebilirsin!' "

(İrfan Haspolatlı, Mehmed Kayalar ve Hizmetleri, s. 14)


"Mehmed Kayalar Ağabey vefatına birkaç ay kala şöyle buyurdular:

'Hulusî Bey’in 28. Mektub'un birinci mes'elesinde zikredilen rüyadaki 'sarıklı küçük genç bir zât'a ait rüyası 1929 - 1930'lu yıllarda görülmüştür.

Üstâd'ın bu rüyaya yaptığı tabir: 'O genç sırr-ı velâyetle çıkacaktır.'

Ve başka genç de çıkmadı. Çok büyük evliyanın inâyeti altındayım.' "

(İrfan Haspolatlı, Mehmed Kayalar ve Hizmetleri, s. 14 - 15)


"Mehmed Kayalar Ağabey de [Üstâd Bediüzzamanʹın] vefat haberini alınca Urfa'ya gitti. Urfa'da Türkiye genelinden gelen büyük bir cemaat toplandı. Üstâd'ın cenazesi yıkandı. Namazdan evvel Mehmed Kayalar Ağabey, Üstâd'ın ileri gelen talebelerini toplayıp:

'Kardeşlerim, bu zât vefat etti. Bizlere bir eser ve hizmet bıraktı. Bu hizmetin devamı için aramızdan bir imam tayin edelim. Hatta siz tayin edin evvelâ ben tâbi olayım.' dedi."

(İrfan Haspolatlı, Mehmed Kayalar ve Hizmetleri, s. 16)


"Hatta birgün [Mehmed Kayalar Ağabey] şöyle buyurmuştur: 'Vakit yaklaştı, kıyamet yakındır. Bu dünyayı bir küre kabul edin. Kablolarla yukarıdan bağlanmış, o kabloların çoğu kopmuş, sanki bir tek kablo üzerinde duruyor gibi.' derlerdi."

(İrfan Haspolatlı, Mehmed Kayalar ve Hizmetleri, s. 18)


"Üstâd Hazretleri Mehmed Kayalar'a hitaben şöyle buyuruyor: 'Kardeşim, senin bu hizmetin 18 İslâm ülkesine inkılâb etti. Sen vazifeni bihakkın yaptın.' "

(İrfan Haspolatlı, Mehmed Kayalar ve Hizmetleri, s. 19)


"Üstâd Hazretleri [Mehmed Kayalar Ağabey'e], 'Kuvvet şarkta, kuvvet Diyarbakır'da, kuvvet sende!' buyurmuştur."

(İrfan Haspolatlı, Mehmed Kayalar ve Hizmetleri, s. 19)


"Mehmed Kayalar Hazretleri'nin vefatına bir ay kala bir ara huzuruna vardığımda yanına çağırarak: 'Evladım, din ve diyanetinize dikkat edin. Sahife-i beşer kapanıyor.' dedi."

(İrfan Haspolatlı, Mehmed Kayalar ve Hizmetleri, s. 22)


"Hatta [Mehmed Kayalar Ağabey] bizlere bir ara 'Adana - Sinop'tan bir hat çizerek Şarkî Anadolu'nun manevî hizmeti bana verildi. Batı Anadolu Üstâd'a verilmişti.' dedi."

(İrfan Haspolatlı, Mehmed Kayalar ve Hizmetleri, s. 22)


"Mehmed Kayalar, yalandan şiddetle sakınır ve sakındırırdı. Müslümanlara nasihatinin en önemlisi ve birincisi 'Sakın yalan söylemeyin!'dir. Bu hususta şöyle buyuruyorlar: 'Bir Nur Talebesini zina hâlinde görsem çok üzülür, acır ve affı için Rabbime dua ile iltica ederim. Fakat bir Nur Talebesi yalan söylerse nefret ile onu Allah'a (cc) havale ederim.' "

(İrfan Haspolatlı, Mehmed Kayalar ve Hizmetleri, s. 23 - 24)


"Üstâd Hazretleri: 'Kardeşim, Mehmed Kayalar benim vekilim. Maşâallah, Bârekallah sizin gayretlerinizden memnunum ve sizin hepinizi dualarıma dahil ettim.' [dedi]." (Nakleden: Mehmet Özpolat, Son Şahitler - 4, s. 104)

(İrfan Haspolatlı, Mehmed Kayalar ve Hizmetleri, s. 26)


"[Mehmed Kayalar Ağabey, Üstâd Bediüzzaman Hazretleri’nin vefatından sonra] 'Kardeşlerim! Eğer Bediüzzamanʹa tabi iseniz bilin ki o öldü. Eğer ki; Risale-i Nur’a tabi iseniz bilin ki o yaşıyor.' dedi." (Ali Çakmak Ağabey'den Hizmet Hatıraları - 4)

(İrfan Haspolatlı, Mehmed Kayalar ve Hizmetleri, s. 27)


"1960 yılında Sivas'ta askeri kampta tutuklu bulunduğu hücrede içme suyunu kendine ait su testisinden içerdi. Fakat gelin görün ki, aynen Hz. Hasan (ra) Efendimiz şehit edilirken ki komplonun aynısıyla Mehmed Kayalar'ın da su testisine gizlice kuvvetli zehir konur. Bu zehirin etkisiyle Kayalar Ağabey ziyaretine gelen dostlara; 'Kardeşlerim beni zehirlediler, bana bal ve süt getirin' demişler. Yanlarında sadece bir kitap vardı, onu okuduklarını söylerlerdi. Buyurmuşlardı: 'Bu zehrin bir damlası bir tugay askeri öldürecek kuvvette idi. Rabbim beni korudu. Cevşen-i Kebîr'in, Allah'ın izniyle bir inâyet-i İlâhîsi olduğunu anladım.' "

(İrfan Haspolatlı, Mehmed Kayalar ve Hizmetleri, s. 32)


Selam ve dua ile.

Nurani Müdafa

Notları Alan: Abdulkadir Çelebioğlu

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page