top of page
  • Yazarın fotoğrafıNurani Müdafa

CEMİL MERİÇ'İN GÖZÜNDEN BEDİÜZZAMAN VE RİSALE-İ NUR - 2

«-Bediüzzaman ve Nur talebelerinin İslâmî iman hizmetlerindeki fedakarlığını nasıl değerlendiriyorsunuz?

-Son elli yıl içinde çeşitli felaket ve musibetlerle uyuşan geniş halk tabakalarına Hakk'ın, İslâm'ın ve şuurun sesini haykıran tek mücahit Bediüzzaman Said Nursî'dir.

Ülkemizin yüz üstü bırakılan insanları, onun Nur Risalelerini okuyarak İslâmiyet'in ne kadar aydınlık, ne kadar muhteşem ve ne derece şerefli bir inanç manzumesi olduğunu idrak ettiler. Zilletleri izzete tahavvül etti. Mukaddes iman ateşini söndürmek için bütün çile ve işkencelere katlandı. Sonunda dünyadan ebediyete muzaffer olarak intikal etti. Bediüzzaman, ışığını vatan sathına en çok yayan gür bir meşaledir. İslâm'ın bayrağının zinde bir imanla gelecek nesillere devretmek için hiçbir fedakârlıktan çekinmeyen Nur talebeleri hem sayı, hem ihlâs bakımından önde olmak vasfını muhafaza etmektedirler.»

Cemil Meriç

(Son Şahitler – 6, s. 209)


«-Risale-i Nur Külliyatı'nın dilini ve üslubunu nasıl buluyorsunuz?

-Her eser kendi diliyle doğar, Risale-i Nur'un dili Kur'ânî ve İslâmî bir lisandır.

Evveliyatla Kur'ânî ve İslâmî kelimeler tercüme edilemez. Risale-i Nur imanın dilidir. İman tercüme edilemez. İman hendese değildir ki, tercüme edilsin.

Bediüzzaman Said Nursî'nin eserlerini, ancak Said Nursî kabiliyetinde ve İslâmî kelime hazinesini onun kadar iyi bilen birisi, nihayet tevil ve tefsire kalkışabilir. Bunu da ne kadar yapabileceği, ancak yaptıktan sonra belli olur.

Risale-i Nurları tercüme etmek mümkün değildir. Risale-i Nurları anlamaya çalışmak, ancak bize nasip olabilecek en büyük mükâfattır.

Risale-i Nur'un kelimeleri üzerinde oynamak kimsenin hakkı değildir, haddi de değildir.»

Cemil Meriç

(Son Şahitler – 6, s. 210)


«-Şark'taki ve Garp'taki eserleri okuyup, bilen bir Müslüman olarak, tetkik ve istifade ettiğiniz Risale-i Nurların, dikkatinizi çeken, enteresan ve orijinal bulduğunuz bir cihetini anlatır mısınız?

-Risale-i Nur hazinesinin şu ciheti, bu ciheti diye bir tefrik yapılamaz.

Müstesna olan Nur eserlerinin bütünüdür. Risale-i Nur'da üslup ile mana tam bir ahenk halindedir.

Denizin suyunda tuzla su nasıl kaynaşmışsa, Nur eserlerinde de mana ile üslup o şekilde kaynaşmıştır.

Bediüzzaman mükemmel bir hafıza ile bütün kaynakları ezberlemiştir.

Bediüzzaman'ın bir kütüphaneye ihtiyacı yoktur. Onun eserleri ilham-ı Rabbanî'dir.»

Cemil Meriç

(Son Şahitler – 6, s. 210)


«-Risale-i Nur'un Türk ilinde ve Türk dilinde olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

-Koca bir devlet kurmuşuz. Cihana hükmetmişiz.

İslâm dünyasında ağabeylik vazifesi bize düşer. Dünya hakikati bizden almış, iktibas etmişler.

Büyük mesuliyetimiz var.

Risale-i Nur milletimize Rabbanî bir iltifattır.

Risale-i Nur'un bizim ülkemizde çıkması Allah'ın bir nimetidir.

Risale-i Nurlar haysiyetimizin bir müdafaasıdır.

İslâm dünyasında ihraz etmiş bulunduğumuz mevki-i bülendin hakkı olduğunu ispat eden bir hüccettir. Yani Risale-i Nur, bizim namusumuzu kurtarıyor.»

Cemil Meriç

(Son Şahitler – 6, s. 210-211)


Selam ve dua ile.

Nurani Müdafa Heyeti

Son Yazılar

Hepsini Gör

Yorumlar


bottom of page