Gayr-ı Münteşir Mektuplar, Cilt - 2, Hususî Baskı, İstanbul, 2022
Mektubat Gayr-ı Münteşir
«Ey kardeşim! Kabul ettim, elli yamalı bendeki senin şalvarını yine kendime verdim. Çünkü elli yamalı şalvarı beğenecek kendimden başka bulamadım. Bu günlerde yanıma Ali Efendi ve Hamzazâde Muhammed Efendi geldiler, dediler: "Kaidenizi kırmalı. Sıddıkınız Hulusî Bey'in hatırını kırmamalı." Ben de kaidemi kırdım, senin hatırını kırmadım.»
(Gayr-ı Münteşir Mektuplar, Cilt - 2, Mektubat Gayr-ı Münteşir, 2. Mektup, s. 819-820)
«Mal benim değil, ben bir dellâlım. Kur'ân-ı Hakîm'in kudsî mağazasından aldığım elmasları evvela nefsime sonra müşterilere gösteriyorum. Benim bahşişim de, müşteriden bir duadır.»
(Gayr-ı Münteşir Mektuplar, Cilt - 2, Mektubat Gayr-ı Münteşir, 5. Mektup, s. 823)
«Livaü'l-Hamdü'l-Muhammedî altında asker kabul edilmişiz. Bize bir bayrak verilmiş. Hizbullah'da dahil olmuşuz.
اَلَٓا اِنَّ حِزْبَ اللّٰهِ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
sırrına mazhar olmuşuz, demektir.»
(Gayr-ı Münteşir Mektuplar, Cilt - 2, Mektubat Gayr-ı Münteşir, 9. Mektup, s. 825-826)
«El Yazma Nüshada
Yirmi Altıncı Mektub Üçüncü Mebhas'ın Sonuna Üstâd'ın El Yazısı İle İlavesi:
Rahmet-i İlâhiyeden ümid kesilmez. Çünkü Cenâb-ı Hak bin seneden beri Kur'ân'ın hizmetinde istihdam ettiği ve ona bayraktar tayin ettiği bu vatandaşların muhteşem ordusunu ve muazzam cemaatini, muvakkat ârızalarla inşâallah perişan etmez. Yine o nuru ışıklandırır ve vazifesini idame ettirir...
Kılıncını ayağına vurdurmaz, düşmanına vurdurur. Kur'ân'a hizmetkâr eder. Ağlayan Âlem-i İslâm'ı güldürür.»
(Gayr-ı Münteşir Mektuplar, Cilt - 2, Mektubat Gayr-ı Münteşir, 26. Mektup, s. 827)
«Yalnız felsefenin san'ata ve ahlâk-ı haseneye ve hakikî adalete ait kısımları hakâik-ı İslâmiyeye muhalif olmamak şartıyla beşere menfaatli ve kârlıdır ve makbuldür. Ona karşı sözümüz yoktur.»
(Gayr-ı Münteşir Mektuplar, Cilt - 2, Mektubat Gayr-ı Münteşir, 27. Mektup, 7. Kısım, 7. İşaret'in Devamı, s. 827)
Barla Gayr-ı Münteşir
«Şu zamanda imanı kurtarmak ve kemâl-i imanı kazanmak ve sünnet-i seniyeye ittiba' zamanıdır.»
(Gayr-ı Münteşir Mektuplar, Cilt - 2, Barla Gayr-ı Münteşir, s. 833)
«Bazı dakika olur ki az amel çok sayılır. Bir neferin müdhiş bir zamanda bir saat nöbeti bir sene hükmünde olduğu gibi, inşâallah Hulusî'nin de Nurlara nöbetdarlık saatleri o nevidendir.»
(Gayr-ı Münteşir Mektuplar, Cilt - 2, Barla Gayr-ı Münteşir, s. 838)
«İş kemiyette değil, keyfiyete bakılır. Bazen bir, yüze mukabildir.»
(Gayr-ı Münteşir Mektuplar, Cilt - 2, Barla Gayr-ı Münteşir, s. 839)
«Hem bilirsin ki, insanın terakkiyatı şeytanlarla mücahededen ileri gelir. Mücahede olmazsa terakkiyat olmaz. Sana hücum edenler ne kadar çoğalsa, sana o kadar kârdır. Zaten biz netice ile mükellef değiliz, hizmetle mükellefiz. Netice ve muvaffakiyet ise Cenâb-ı Hakk'ın işidir. O'nun işine karışmamalıyız.»
(Gayr-ı Münteşir Mektuplar, Cilt - 2, Barla Gayr-ı Münteşir, s. 839)
«Bence şu dâr-ı dünyada en kıymettar şey, sıddık bir dosttur.»
(Gayr-ı Münteşir Mektuplar, Cilt - 2, Barla Gayr-ı Münteşir, s. 841)
«Ehl-i Hak, yalnız hak için bahse girişmeli. Hak için bahse girişen izhar-ı fazl etmez.»
(Gayr-ı Münteşir Mektuplar, Cilt - 2, Barla Gayr-ı Münteşir, s. 847)
«...yavaş yavaş intihab ettiğin risaleleri vakit buldukça, düşünerek yazsan daha ziyade menfaatli olur zannediyorum.»
(Gayr-ı Münteşir Mektuplar, Cilt - 2, Barla Gayr-ı Münteşir, s. 851)
«Cenâb-ı Hak onu sana bu dünyada saliha bir refîka yaptığı gibi, sana cennete lâyık bir refîka-i hayat yapsın. Âmîn.»
(Gayr-ı Münteşir Mektuplar, Cilt - 2, Barla Gayr-ı Münteşir, s. 859-860)
«İnşâallah Sözler'in mütalâasından aldığın hisse ve feyiz, dünyanın musibetlerine elemlerine karşı kâfi bir siperdir.»
(Gayr-ı Münteşir Mektuplar, Cilt - 2, Barla Gayr-ı Münteşir, s. 870)
«Hem en mukaddes bir vazifen olan hizmet-i Kur'ân sana her şeye karşı bir tesellidir; bir sevinç, bir sürûrdur; sana bu yeter.»
(Gayr-ı Münteşir Mektuplar, Cilt - 2, Barla Gayr-ı Münteşir, s. 870)
«Hem elinizdeki malınız kesad değil, kıymetsiz değil ki müşterilerin ayağına kadar gönderilsin. Cenâb-ı Hakk'a şükür ki elinizde olan mal kadar o kıymettar ve revaçtadır ki, müşteriler çok yalvarmakla arıyorlar. Öyleyse müşterilerden böyle teşebbüs olsa daha iyidir.»
(Gayr-ı Münteşir Mektuplar, Cilt - 2, Barla Gayr-ı Münteşir, s. 875)
«Onun hattı başka hat ile imtizaç edemiyor. Onun hattında müstesnalık var. Onun Hatt-ı Arabîsi ne kadar noksan olursa olsun, en yüksek hat onun hattını görüyorum. Bu hizmet-i mukaddesede baş kitabetlik onundur.»
(Gayr-ı Münteşir Mektuplar, Cilt - 2, Barla Gayr-ı Münteşir, s. 879)
«Senin kalemin Kur'ân yazmasına memur olduğuna kanaatim gelmiş. En güzel kalem, senin kalemine yanaşamıyor. Yalnız Hafız Ali senin arkandan seni taklid ederek geliyor...
Hüsrev, Kur'ân hizmetinde bulunan kâtiblerin manevî bir şahı hükmündedir demektir inşâallah.»
(Gayr-ı Münteşir Mektuplar, Cilt - 2, Barla Gayr-ı Münteşir, s. 882)
«Saâdet-i ebediyenin anahtarı, imandır. Ve iman hazinelerinin anahtarları, âyât-ı Kur’âniye'dir. Ve âyâtın şu zamanda en iyi anahtarları, Nur Risalesi'nin sözleridir kanaatindeyim.»
(Gayr-ı Münteşir Mektuplar, Cilt - 2, Barla Gayr-ı Münteşir, s. 887)
Selam ve dua ile.
Nurani Müdafa
Notları Alan: Abdulkadir Çelebioğlu
Comments