top of page
  • Yazarın fotoğrafıNurani Müdafa

Hz. Ali'nin, yüzüne tüküren kâfiri öldürmemesi olayının aslı nedir, kaynağı var mıdır?

Güncelleme tarihi: 14 Haz 2022

Soru Detayı


«Cây-ı ibret bir hâdise:

Bir vakit, İmam-ı Ali Radıyallahü Anh, bir kâfiri yere atmış. Kılıncını çekip keseceği zaman, o kâfir ona tükürmüş. O kâfiri bırakmış, kesmemiş. O kâfir, ona demiş ki: "Neden beni kesmedin?" Dedi: "Seni Allah için kesecektim. Fakat bana tükürdün, hiddete geldim. Nefsimin hissesi karıştığı için ihlasım zedelendi. Onun için seni kesmedim." O kâfir ona dedi: "Beni çabuk kesmen için seni hiddete getirmekti. Madem dininiz bu derece sâfi ve hâlistir, o din haktır." dedi.» (Mektubat, s. 268-269) Bu olay hangi kitapta geçmektedir? Bu olayın sonucunda kâfir olan kişi imana gelmiş midir?


Cevap


Bu olay, Şemseddin Sivasî'nin, "Dört Büyük Halife" isimli eserinde de geçmektedir. Daha fazla ayrıntıları ile anlatılan olay şu şekildedir;

«Bir savaş sırasında müşriklerden biri meydana çıktı ve kendisiyle çarpışacak birini istedi. Peygamberimiz (asm) Hz. Ali'ye (ra)," Ey Ali, o kâfirle vuruşmak ister misin?" diye sordu.

Hz. Ali (ra), "Ey Allah'ın Resûlü, senin dinin uğrunda canım feda olsun. İzin ver ve himmet buyur Allah'ın yardımıyla Müslümanları o kâfirin şerrinden kurtarayım." dedi.

Resûlullah (asm), "Ey Ali, seni yerleri ve gökleri yaratan Allah'a ısmarlıyor ve O'na emanet ediyorum." buyurdu.

Meydana çıkan Hz. Ali (ra), kâfiri imana davet etti. Kâfir, bu daveti reddedince de vuruşmaya başladı. Biraz sonra yere yıkıp göğsü üzerine çıktı ve kılıncını boğazına dayayıp tekrar imana davet etti. Kurtulamayacağını anlayan kâfir, O'nun yüzüne tükürdü. Bunun üzerine Hz. Ali (ra) kılıncını kınına soktu ve ayağa kalktı. Adam bir mânâ veremedi. Sebebini sordu:

"Ey Ali! Ben seni daha çok kızdırayım da, beni bir anda öldüresin ki kurtulayım diye sana tükürdüm. Sen ise kılıncını kınına sokup kalktın. Bunun hikmetini anlayamadım?"

Hz. Ali (ra) müşriğin bu merakını şu ibretli cevapla giderdi:

"Ey kâfir, seni hemen öldürmeyip beklememin [imana çağırmamın] sebebi İslâm dininin izzeti ve Allah hakkı içindi. Sen yüzüme tükürünce bu benim nefsime ağır geldi. Böyle olunca seni Allah için değil, nefsim için öldürmüş olmaktan korktuğumdan kılıncımı kınına koydum."

Bu söz üzerine adam Müslüman olmak istediğini bildirerek şöyle dedi:

"Ey Ali! Sizde bu temiz niyet, lütuf ve ihsan olduğuna göre, dininiz haktır. Bana nasıl iman edeceğimi öğret, Müslüman olayım."

Hz. Ali (ra), şehadet getirmesini söyledi. Adam, kelime-i şehadet getirerek Müslüman oldu ve ölünceye kadar Hz. Ali'nin (ra) hizmetinde kaldı.» (Şemseddin Sivasî, Dört Büyük Halife, s. 282-283)


Burada görüleceği üzere, kâfir olan kişi "Ey Ali! Sizde bu temiz niyet, lütuf ve ihsan olduğuna göre, dininiz haktır. Bana nasıl iman edeceğimi öğret, Müslüman olayım." demiştir. Bunun üzerine Hz. Ali (ra), şehadet getirmesini söylemiştir. Adam da kelime-i şehadet getirerek Müslüman olmuş ve ölünceye kadar Hz. Ali'nin (ra) hizmetinde kalmıştır.


Aynı zamanda İhsan Kasım Salihî Ağabey tarafından tercüme edilen Mektubat eserinde bu yerde şu şekilde bir me'haz gösterilmiştir;

المثنوي الرومي، ترجمة الكفافي ج ١ ص٤٤٣

Yani; Mesnevî-i Rûmî, Tercüme: Kefafî, c. 1, s. 443


Selam ve dua ile.

Nurani Müdafa Heyeti

5.329 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page