Risale-i Nur hizmeti ve ondaki ihlas dünya menfaatlerini takib etmeye veya maddî veya manevî makamları arzulamaya muvafık gelmediği için çok defa pek ciddi bir sûrette kardeşlerime beyan ettiğim gibi ve çok emarelerle siz de tasdik etmişsiniz ki, her günde binler altun lira bana verilse ihlasa zarar gelmemek için reddetmeye mecbur olduğum gibi, uhrevî makamât ve keşfiyât, keramât ihlâsın sırrına ve Nur’un hiç bir şeye âlet olmamasına binaen onlardan çekindiğimi, mübarek kardeşlerimi bu hususta çok gücendirdiğimi bilirsiniz. Hattâ müdafaatımda bazı yerlerinde kat’î kanaat-ı vicdaniyemle hattâ nefsimin de muvafakatı ile vartaya düşen ehl-i imanı kurtarmaya ve Cennet’e girmeye vesile olmam için benim Cehennem’e girmeme mütevakkıf olsa razı olduğumu size beyan ettiğim gibi, çok hâller de bunu tasdik ediyor.
Hem İhlâs'ın Lem'a'sında isbat edilmiş ki, bu zamanda değil yalnız mü’minler dairesindeki kardeşlerle ittifak etmek, belki Hristiyanın dindar ruhanîleriyle bu zamanda ittifaka mecburuz. Medar-ı münakaşa olan mes’eleleri medar-ı bahs etmemek gerektir diye yazılmış. Demek dâhilî İslâmlar içinde meşrebler, şubeler, Vehhabîlik, Şiîlik, Sünnîlik, Mu’tezile gibi İslâm içindeki cereyanlar şimdi kat’iyyen ittifaka mecburdurlar ki, küfr-ü mutlak ve zındıkaya karşı dayanabilsinler. Yoksa kat’iyyen haricî cereyanlar dâhilden birisini kendi hesabına istimal edecek, sonra onu da vuracak. Buna binaen Risale-i Nur tarafgirane cereyanlara giremez. Bütün ehl-i imana kardeş nazarıyla bakıyor, müsbet hareket ediyor. Başka mesleklerin tezyifiyle uğraşmıyor, menfî hareketi beğenmiyor. Hazır hücum eden ejderhaları bırakıp, eski zamanda geçmiş bitmiş işlerle uğraşmıyor.
Said Nursî (ra)
190/479 (Emirdağ Lâhikası 1, s. 272’deki Mektubun Arası Gayr-ı Münteşir Mektup)
Selam ve dua ile.
Nurani Müdafa
Comments