top of page
  • Abdulkadir Çelebioğlu

İTTİHÂD-I İSLÂM DERLEMESİ'NDEN


(İttihâd-ı İslâm, İttihad Yayıncılık, İstanbul, Aralık 2021)


«İttihâd-ı İslâm yani İslâm Birliği, bütün müslümanları derecelerine göre alâkadar eden ehemmiyetli bir mes'eledir. Zira İttihâd-ı İslâm sadece siyasî bir mes'ele değildir. Bu ittihad, iki mü'minin imani kardeşlik rabıtaları ile irtibat ve tesanüdlerinden başlayarak tâ âlem-i İslâm genişliğinde bütün müslümanların teavün ve teşrik-i mesailerine kadar gider.

Müslümanların bu dinî kardeşliğinden gelen ve tesanüdden hâsıl olan muazzam kuvvetle, dinimiz, milletimiz, vatanımız her türlü tehlike ve her çeşit düşmanlardan muhafaza edilir ve sulh-u umumiye vesile olur.

Bunun içindir ki, bu maddi ve manevi kuvvetin karşısında dayanamayan düşmanlar, bu kuvvetin dağılıp parçalanması için her çeşit hile ve plânlara Âlem-i İslâm'ın ittihâd ve tesanüdünü bozmaya çalışırlar.

İşte bu bozguncuların ifsatlarına karşı müteyakkız olmaya ve dinimizin çok ehemmiyetle emrettiği İslâm kardeşliğinin manâ ve mahiyetini ve ehemmiyetini bilmeğe ve icablarını yapmağa gayret göstermek gerektir.

وَالَّذٖينَ كَفَرُوا بَعْضُهُمْ اَوْلِيَٓاءُ بَعْضٍؕ اِلَّا تَفْعَلُوهُ تَكُنْ فِتْنَةٌ فِي الْاَرْضِ وَفَسَادٌ كَبٖيرٌؕ

"İnkâr edenler de birbirlerinin dost ve yardimcilaridir. siz de böyle (yardımlaşma) yapmazsanız yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozulma olur." (Enfal-73)

Kur'ân (8:73) âyetinde, beyn-el İslâm teavün olmazsa büyük fesadların zuhura geleceğine dikkat çekilmektedir.» (İttihâd-ı İslâm, s. 5-6)


«Haccın büyük hikmeti; İslâm dünyasının istiklâliyet ve selâmetini muhafaza ve devamı için, senede bir yapılan bir nevi büyük şûrâsı olmasıdır.» (İttihâd-ı İslâm, s. 7)


«İttihâd-ı İslâm'ın tahakkuku için bazı şartlar vardır. Bunlardan birisi, İslâm milliyetini esas almak ve sebeb-i tefrika olan menfi ırkçılığı bırakmaktır.» (İttihâd-ı İslâm, s. 18)


«İttihâd-ı İslâm'ın tahakkuku için gerekli şartlardan ikincisi ise, hakikî ve faziletli şûrâ-yı şer'îdir.

Âlem-i İslâm'daki hakikî Ulemâ ve Mürşidlerin içtimai ile ve şer'î usûle müstenid yapılan Şûrâ, bütün müslümanlar için icmâ-ı ümmet manâsında meşru' bir merci' olur. Şûrâ ve İttihâd-ı İslâm'ın faaliyet ve teşekkülünün kaidelerini tesbit eder.

Bu şekilde Kur'ân'ın kudsî kanun-u esasiyeleri etrafında birleşen İslâm devletleri, Üstâd Bediüzzaman'ın tesmiyesiyle "Cemahir-i Müttefika-i İslâmiye"yi meydana getirirler.» (İttihâd-ı İslâm, s. 24-25)


«Büyük İslâm Şûrâsı'nın teşekkülü de, İslâm Birliğine dayanan Hilâfet-i İslâmiyeye istinad eder. Bediüzzaman Hazretleri, mezkûr şûrâ teklifini yaptığı zaman, Hilâfet ve Meşihat mevcuddu. Yani Büyük İslâm Şûrası için bir temel hazırdı. Ancak Ålem-i İslâm genişliğinde tevsi' ve tahkim edilecekti. Şimdi ise ancak, Cemahir-i Müttefika-i İslâmiye ile tahakkuku gereken İttihâd-ı İslâm'ın bünyesinde yeniden teşekkül edebilir.» (İttihâd-ı İslâm, s. 29-30)


«İttihâd-ı İslâm'ın tahakkuku için gerekli olan üçüncü şart ise: İttihâd-ı İslâm'ın nokta istinadı olan Âlem-i İslâm'daki dini meslek ve cemaatler, esasat ve zaruriyat-ı diniyeyi esas alıp, mesâil-i fer'iyeyi ve meslekiyeyi medar-i niza etmemeleridir.» (İttihâd-ı İslâm, s. 33)


Selam ve dua ile.

Nurani Müdafa

Derleyen: Abdulkadir Çelebioğlu

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page