top of page
  • Yazarın fotoğrafıNurani Müdafa

KADER RİSALESİ ŞERHİ - 3

Beşer aklıyla bu meselelere sathi nazarla bakınca; şahsi hissiyatlarının tesirinde kalarak, şüphelere düşer ve hariçten çareler taharri etmeye başlar. Hâlbuki ilahi emirlerin tasdik ve kabulü zaruridir. Ve bu zaruret devam ettiği müddetçe ayet-i kerimeye ve hadis-i şeriflere hiçbir suretle şüphe iraz edilemez. Yan tesirlerin ilcaatları altında kalarak tekellüflü tevillere başvurmaya ve çare aramaya da lüzum kalmaz.

İşte biz yazdığımız bu risalede mezkur noktalara riayet ederek beşeri fehmimize göre meselenin izahına çalışacağız.

İnsanların bir kısmı kaderin takdirini inkâr ederek (kul fiilinin halıkıdır) diyerek i’tizale düşmüşler. Daha da ileri giderek şirke giriftar olmuşlar ve neuzubilllah Ehriman ve Yezdan adında iki Halık tasavvur etme mecbur kalmışlar. (Bunlardan biri şer, diğeri de hayır halıkı)

Diğer bir kısım da, ihtiyar ve iradeyi inkâr ederek, cebre girmek suretiyle, (Cebriye) mezhebini ortaya çıkarmışlar. Bu fikre girenler, kaderi inkâr etmeye kendilerini mecbur tutmuşlar. Allah korusun, dinden çıkarak, sapık fikirlere saplanıp, batıl mezhepleri kurmuşlar. Ve dalalet fırkalarını teşkil ettirtmişlerdir.

Bu meseleler, ulema-i İslam ortasında asırlarca münakaşa mevzuu olmuş, beşer bir kısım batıl mezhepler ittihaz ederek, fırkalara bölünmüşler. Ya ifrat veya tefrite düşerek, dinden çıkmışlar.

Amma Ehl-i Sünnet Camiası vasatı muhafaza etmiş, İslâmî ve ilmî ve imanî meselelerinin izahından çekinerek, dört elle Ehl-i Sünnet fikrine sarılmışlardır. Ve hatta bu meselenin müzakeresine dahi Ehl-i Sünnet vel Cemaat imamları izin vermemiştir.

Kader meselesi itikad ve imana girdiğinden ulema beyninde müzakeresini dahi yapmamışlardır. Hatta daha fazla geniş izahından çekinmişlerdir.

Amma, bu asrın müceddid-i ekberi ve nurların müellifi muhterem üstadımız Bediüzzaman Said Nursi hazretleri, İslam ulemasının müzakeresini yasakladığı kader meselesini iki kere iki dört eder derecesinde izah ederek, bizim gibi ulema sınıfından olmayan ve hatta yarım ümmi kişilere de yani en büyük âlimden tut, en âmi bir çobana kadar her şahsın fehmine uygun gelecek, dinleyen ve okuyan her fert bila istisna hisselerini alacaklar ve yeteri kadar bu ilimden faydalanacaklardır. Zira, Maturidileri, Taftezenalari, Zemahşerileri hayrette bırakan ve izahından aciz kalarak, “bu kader, ilmi bir mesele değildir” kapatmaya çalışmışlardır.

Amma Risale-i Nur’dan ders alan bir nur talebesi, okuduğu yerden anlayarak, cesaretle o ilmin izahını ve şerhini bizlere aktarmışlardır.

Yukarıda izah edilen çok mühim, anlaşılması ve öğrenilmesi ve kabul edilmesi her Müslümana farz olan ve bir rükn-ü iman olan kader meselesinin şerh ve izahına girmeden evvel, işbu kitapçığın başından sonuna kadar hemen hemen her yerinde mevzu bahis olacak terim-ibare, kaide gibi meselelere dair cümle ve kuralların, mana ve mefhumlarının açıklanmasının izahatla okuyucuların fehmine takrib için gerekli bilgilerin önceden izah edilmesinin gerektiğini duyduğumuzdan, evvel emirde mezkur terim ve ibarelerin anlamları hakkında izahtan sonra, kader mevzuuna girilmesini uygun bulduk.

Bu sebeble, anahtar hükmünde olan mezkûr kaide ve terimler ve usuller anlaşılmadıkları ve bilinmedikleri takdirde esas meselenin izah ve anlaşılması müşkülleşecektir, belki de anlaşılmayacaktır

Bakınız, tıpta, penisilin, kalsiyum ve sulfatonun ne olduğunu ve nerelerde kullanıldığını bilmeyen ve öğrenmeye de önem vermeyen bir tabib, hastalığın teşhis ve tedavisinde hakikaten zor durumda kalacaktır.

İşte bu maksatla, gerek şerh ve gerek izahta anlaşmayı ve anlatılmayı imkan dahilinde getiren aşağıdaki anahtar hükmünde bahsedilen terim ve ibarelerin, kural ve kaidelerin iyice izahından sonra, kader mevzuuna girilecektir. Şöyle ki;

• Sebeb-Müsebbeb-Müsebbeb’ül Esbab

• Kader nedir-Kaza nedir-Ata nedir?

• İrade-i cüz’i-İrade-i külli-İhtiyar-i Cüz’i-İhtiyar-i Külli

• Mastar nedir?

• Hâsıl-ı bil mastar nedir?

• Meşiet-i İlahiye nedir?

• Meşiet-i İlahiyenin kadere taalluku nedir?

İşbu kitapçığın başından ta sonuna kadar hemen hemen her tarafında yukarıda altları çizili kaideler, kurallar, ibareler geçecektir. Bu ibareler, kaideler, kurallar birer anahtar hükmündedir.


Selam ve dua ile.

Nurani Müdafa

Şerh Eden: Nazım Akkurt

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page