top of page
  • Yazarın fotoğrafıNurani Müdafa

KADER RİSALESİ ŞERHİ - 4

Biz 26. Söz’deki Risale-i Kader’in izahına başlamazdan önce yukarıda mezkûr ibare, terim ve deyimlerin izahını, mana ve masadaklarını ivedilikle yazıp, izah edip, tamı tamına anlaşıldıktan sonra Kader’in ve ona taalluk eden iradenin izahına çalışacağız.

1- Sebeb; bir şeyin, bir işin, bir amelin meydana gelmesindeki alaka ve ilgi demektir. Bir meselenin husule gelmesinde birkaç sebeb ve amil gerekebilir. Mesela, bir duvarı yıkmakta fail insandır, ama sebepler kazma, kürek ve gerekirse makine gibi aletlerdir.

Aynı zamanda bir ağacın yeşillenmesinde toprak, su ve gerekirse o ağacı gübreler birer sebeptir.

2-Müsebbeb: Sebeblerin bir araya gelmesinden hâsıl olan sonuç ve neticelerdir. Yani bir ağacın gelişmesinde sebeplerin istimali o ağacı izn-i ilahi ile meydana getirir. Ağaç da meyvenin verilmesine sebeb olur. Şu halde sebepler müsebbibi meydana getirir.

3-Müsebbibü'l-Esbab; Bütün sebeplere sahip olan, bütün sebepleri meydana getiren Hz. Allah’tır.

4- Kader Nedir; Kader ilm-i ilahidir. İlim maluma tabi olduğu için kul ne yapacaksa, kader de o yapacağına göre tayin edilen bir takdirdir.

5- Kaza nedir: İlm-i ilahi ile bilinen takdir-i Huda’nın tayin ettiği bir meselenin infazıdır.

6- Atâ nedir: Bir hareketle kazayı ortadan kaldıran amildir. Şurada bir dünyevi misalle mevzuu fikre takribe çalışacağız. Şöyle ki; bir adamı yaralayan bir suçlu hakkında verilen ceza kaderdir. Kaza da o cezanın infazıdır. Devletin bir af çıkarmasıyla o kaderin infazını ortadan kaldırmak atadır.

Bir misal daha verirsek, bir kişinin trafik kazası yapması ilm-i ilahide mukarrer olabilir. Aynı zamanda o kişi bir dilenciye bir elbise aldığı takdirde, o kazanın olmayacağı ilm-i ilahide malumdur.

İşte kazayı yapması imkân dâhilinde olan bu kişi fakire bir elbise giydirmekle aff-ı ilahiyi celb eder ve Cenab-ı Hak âtâ kanunu uygulayarak, o kazayı lütfu ile ortadan kaldırır. İşte bu ata kanunudur. Şu hale göre Kader kanununun infazı olan kazayı, âtâ ortadan kaldırır.

Bir misal daha yazıyoruz. Bir cani bir kişiyi yaralıyor, darp ediyor. Darp fiilini işleyen adam cezalandırılıp hapse atılıyor. Verilen hapis kararı o adamın kader kanunu, hapse atılıp ceza çekme hali de o kaderin infazı olan kaza kanunudur.

Bu arada hükümet af kanunu çıkarıyor. Hükümetin çıkardığı af kanunu ata yerine geçiyor, kazayı deliyor. Ve kaza da kaderin hükmünü kaldırıyor. Yani, “ata kaza kanununu deler. Ve kaza da kaderi deler.” Cenab-ı Hak(CC)’ın ata kanununa sığınarak Allah’a şükrederiz.

7-İrade-i Cüz’i ve ihtiyar-ı cüz’i: Kulun bir işi, bir fiili, yapma niyet ve isteği irade-i cüz’i olup, bu fiili işlemesi de ihtiyar-ı cüz’idir.

8-İrade-i külli; Hiçbir sebebe, hiçbir isteğe bağlı olmadan doğrudan doğruya murad-ı ilahi her şeye hâkimdir. Ve bu irade-i küllidir. Bu fiilleri işleyip işlememek, yapıp yapmamak, sadece Allah’a aittir. Allah(CC) isterse yapar, istemezse yapmaz. İşte İhtiyar-ı Külli.

9-Masdar nedir; Bir şeyin çıktığı menba, yani oturmak, kalkmak, vurmak gibi.

10-Hâsıl-ı bilmasdar; her hangi bir fiil, iş ve hareketle bir şey üzerinde bir işin yapılmasından hâsıl olan netice. Yani Ali Ahmet’i bıçakla yaraladı. Fail olan Ali bir aletle, mef’ul olan Ahmet’i, yaralamak masdarını işlemekle olan sonuç hasıl-ı bilmasdardır.

11-Meşiet-i İlahiyye; İlahi istek ve murad-ı ilahidir. Meşiet-i İlahiyye’nin kadere taalluku iyi şeylerde, doğru ve helal olan hareketlerde rıza-ı ilahi olarak tahakkuk eder. Kötülüklerin işlenmesinde rıza-ı ilahi yoktur, kulun hatasıdır.


Selam ve dua ile.

Nurani Müdafa

Şerh Eden: Nazım Akkurt

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page